Çeviriler Sureler
TÜRKÇE, SUAT YILDIRIM

15 - HİCR SÛRESİ

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla

 
1Elif Lâm Râ. Bunlar kitabın ve Kur'ân-ı Mübin'in âyetleridir.
 
2Bir zaman olur kâfirler, "Keşke vaktiyle Müslüman olmuş olsaydık!" diye çok hasret çekerler.
 
3Bırak onları, yesin içsinler, zevklerine düşsünler, arzu ve emelleri kendilerini oyalaya dursun. Yakında bilecekler!
 
4Bizim imha ettiğimiz her memleket hakkında mutlaka daha önce kararlaştırılmış, malum bir vaade vardır.
 
5Hiç bir ümmet vaadesini ne öne alabilir, ne erteleyebilir.
 
6, 7O kâfirler, alay ederek: "Ey o kendisine kitap indirilmiş olan dediler; mutlaka sen bir delisin!Eğer iddianda tutarlı isen, ne diye bize o melekleri getirip göstermiyorsun?"
 
8Biz o melekleri ancak hikmet gereğince göndeririz. Ama o zaman da, kendilerine hiç mühlet verilmez, derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler.
 
9Hiç şüphe yok ki o zikri, Kur'ân'ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz'iz.
 
10, 11Senden önce gelip geçen milletlere de Biz Peygamberler gönderdik. Ama onlara hiç bir resul gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.
 
12, 13Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.
 
14, 15Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de "Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!" derler.
 
16, 17, 18Gerçekten Biz, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik.Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa, onu da parlak bir ışık kovalar.
 
19Yeri de yaydık, genişlettik ve oraya sağlam dağlar çaktık ve orada hikmetle ölçülmüş olarak her türlü nebatı yetiştirdik.
 
20Orada hem siz insanlar için, hem rızkını sizin vermediğiniz daha nice yaratıklar için geçimlikler meydana getirdik.
 
21Hiçbir şey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarları elimizde olmasın. Biz onu ancak belirli bir ölçü ile indiririz.
 
22Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık.Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz.
 
23Muhakkak ki hayatı veren de Biz'iz, hayatı geri alıp öldüren de ve elbette hepsine vâris olacak, hepsinden sonraya kalacak olan baki de Biz'iz.
 
24Doğrusu sizden, önden gidenleri de, geri kalanları da Biz pek iyi biliriz.
 
25Senin Rabbin, elbette onları mahşerde toplayacaktır. Çünkü O hakîmdir, alîmdir (tam hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyi bilir).
 
26Biz insanı kara çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
 
27Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yaratmıştık.
 
28Ve hani Rabbin meleklere: "Ben, demişti, kuru çamurdan, şekillenmiş bir çamurdan bir beşer yaratacağım."
 
29"Bu itibarla, Ben onu düzenlediğim insan şekline koyduğum ve içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun önünde secdeye kapanınız."
 
30, 31İblis hariç bütün melekler secdeye kapandılar. O ise kibirlenip, secde edenler arasında yer almadı.
 
32Allah İblis'e: "Sen niye secde edenlerle beraber olmadın?" diye sordu.
 
33"Benim," dedi, "kuru çamurdan şekillenmiş balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem mümkün değildir."
 
34, 35Allah şöyle buyurdu: "O halde, defol buradan! Çünkü sen kovuldun, ve bu lânet, hesap gününe kadar senin üzerinde devam edecektir."
 
36"Ya Rabbî!" dedi, "O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver!"
 
37, 38"Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi."
 
39, 40İblis dedi ki: "Ya Rabbî! Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de dünyada onlara günahları süsleyeceğim ve senin ihlasa erdirdiğin kulların müstesna, onların hepsini azdıracağım"
 
41Allah buyurdu: "Bu seçkin kullarımın tuttuğu yol, işte Ben'im gözettiğim dosdoğru yoldur."
 
42"Å?üphesiz Benim o seçkin kullarım üzerinde senin hiçbir nüfûzun yoktur, ancak senin peÅŸine takılmış ÅŸaÅŸkın azgınlar baÅŸka!"
 
43, 44Å?üphesiz cehennem de o azgınların hepsinin varacakları yerdir. Oranın yedi kapısı vardır ve her kapıdan kimlerin gireceÄŸi belirlenmiÅŸtir.
 
45Å?eytana uymaktan korunan müttakiler ise cennetlerde ve pınar baÅŸlarındadırlar.
 
46"Esenlikle, emin olarak girin oraya!" (denir onlara).
 
47Onların kalplerindeki kini söküp çıkarmışızdır. Dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar.
 
48Orada kendilerine hiç bir zahmet ve meşakkat dokunmaz, oradan hiç çıkarılmazlar.
 
49, 50Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben'im.Bununla beraber azabım da elîm mi elîm!
 
51Onlara İbrâhim'in misafirlerinden de bahset.
 
52Onun yanına girdiklerinde "Selam!" dediler. İbrâhim: "Biz sizden korkuyoruz." dedi.
 
53"Korkma!" dediler. "Biz sana (büyüdüğünde âlim olacak) bir oğlunuzun dünyaya geleceğini müjdeliyoruz."
 
54"Beni mi müjdeliyorsunuz?" dedi. "Bana ihtiyarlık gelip çatmışken, artık beni nasıl tebşir edersiniz?"
 
55"Sana gerçeği müjdeledik, onun için ümit kesenlerden olma!" dediler.
 
56O da: "Rabbinin rahmetinden, hak yoldan sapanlardan başka kim ümit keser ki?" dedi.
 
57Ve ilâve etti: "Ey elçiler, bundan başka işiniz nedir? sorabilir miyim?"
 
58, 59, 60"Haberin olsun!" dediler, "Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."
 
61, 62Elçiler Lut'un evine gelince O: "Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz." dedi.
 
63, 64, 65"Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."
 
66Ona şu kesin emri vahyettik: "Sabaha çıkarlarken onların kökü kesilmiş olacaktır!"
 
67Å?ehir halkı da misafirlerin geldiÄŸini duyup eÄŸlenmek için gelmiÅŸlerdi.
 
68, 69"Bunlar benim misafirlerim!" dedi, "Ne olur beni mahcûp etmeyin. Allah'tan korkun da beni rüsvay etmeyin."
 
70Onlarsa: "Biz seni elalemin işine karışmaktan menetmemiş miydik (şunu bunu korumak sana mı kalmış!)" dediler.
 
71Lût: "Eğer evlenmek isterseniz, işte kızlarım, onlarla evlenebilirsiniz" dedi.
 
72(Resulüm!) "Hayatın hakkı için onlar, kendilerini öylesine kaybetmişlerdi ki sarhoşlukları içinde sürünüp gitmekte idiler."
 
73Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları!
 
74Bir anda şehirlerinin üstünü altına çevirdik. Pişirilmiş çamurdan yapılmış taş yağmuruna tuttuk onları!
 
75Elbette bunda işaretten anlayanlar için alınacak nice ibretler vardır.
 
76Hem o şehir harabesi uğrak bir yol üzerindedir.
 
77Elbette bunda, iman edecekler için çok ibretler vardır.
 
78Eyke halkı da zalim mi zalim bir halk idi.
 
79Onlara da hak ettikleri cezayı verdik. Bu her iki şehir harabesi de uğrak bir yol üzerindedir.
 
80Hicr halkı da peygamberleri yalancı saydı.
 
81Onlara delil ve mûcizelerimizi verdik, ama onlar bu delillerden yüz çevirdiler
 
82Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı.
 
83Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!
 
84Kazanıp ele geçirdikleri mal ve imkânlar hiçbir fayda vermedi kendilerine.
 
85Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve bu ikisinin aralarında bulunan varlıkları elbette boşuna değil, gerçek bir gaye ve hikmetle yarattık.Hiç şüphe yok ki o kıyamet saati gelip çatacaktır. Öyleyse müsamaha ile tatlılıkla davran onlara.
 
86Elbette senin Rabbin mükemmel yaratan ve her şeyi hakkıyla bilendir.
 
87Å?u kesin ki biz sana Seb-i mesânî ile ÅŸu yüce Kur'ân'ı verdik.
 
88Sakın o kâfirlerden bir kısmına geçici bir zevk olarak verdiğimiz dünya nimetlerine göz dikme!Onların iman etmemelerinden ötürü üzülme ve müminlere kol kanat ger, onları şefkatle koru.
 
89Ve de ki: "Sizleri bekleyen felakete karşı sizi açıkça uyarıyorum."
 
90, 91Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur'ân'ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi.
 
92Rabbin hakkı için, onların hepsini sorguya çekeceğiz!
 
93Onları yaptıkları işlerden sorumlu tutacağız.
 
94Å?imdi sen, sana ne emredilmiÅŸse onu açıkça onlara söyle.O müşriklere aldırma!
 
95Seninle alay edenlerin haklarından gelmeye Biz yeteriz.
 
96Onlar Allah'tan başka tanrı uyduruyorlar ama yaptıklarının sonucunu yakında öğrenecekler!
 
97Onların bu kabil iddialarından ötürü senin canının sıkıldığını çok iyi biliyoruz.
 
98Ama sen Rabbini hamd ile tenzih et ve secde edenlerden ol.
 
99Sana ölüm gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et.
 
 
ReadTheQuran.org