Çeviriler Sureler
TÜRKÇE, E.HAMDi YAZIR

51 - Zariyat

Bismillahirrahmanirrahim

 
1O tozdurup savuranlara.
 
2Bir ağırlık taşıyan (bulut)lara
 
3Kolaylıkla akıp giden (gemi)lere
 
4Bir iş bölümü yapan (melek)lere yemin ederim ki,
 
5muhakkak o size va'dolunan mutlaka doğrudur.
 
6Ve muhakkak ceza ve mükafat gerçekleşecektir.
 
7O düzgün yollara sahip göğe yemin ederim ki,
 
8siz pek çelişkili bir söz içindesiniz.
 
9Ondan çevrilen çevrilir.
 
10O kahrolası yalancılar.
 
11O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler.
 
12Soruyorlar: "Ne zaman o ceza günü?" diye.
 
13Ateş üzerinde kıvranacaklan gün.
 
14"Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istedığiniz!"
 
15Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar,
 
16Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar, bundan önce güzel davranmayı adet edinmışlerdi.
 
17Geceleyin pek az uyurlardı.
 
18Seher vakitlerinde hep bağışlanma dilerierdi.
 
19Mallarında dilenen ve yoksul için bir hak vardı.
 
20Yeryüzünde inanç sahipleri için birçok ibretler vardır;
 
21kendinizde de; hala görmeyecek misiniz?
 
22Gökte de rızkınız ve o va'dolunduğunuz (var).
 
23İşte o göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, o şüphesiz gerçektir; tıpkı sizin konuşmanız gibi.
 
24İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi geldi mi sana?
 
25Yanına girdikleri vakit: "Selam!" dediler. O da: "Selam! Görülmedik bir topluluk" dedi.
 
26Hemen bir bahane ile ailesine gidip semiz bir dana getirdi.
 
27Onu yakınlarına koyarak: "Yemeğe buyurmaz mısınız?" dedi.
 
28Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve kendisine bilgili bir oğlan müjdelediler.
 
29Bunun üzerine karısı bir çığlık içinde döndü, elini yüzüne çarptı ve: "Kısır bir koca karı (çocuk mu doğurur)? dedi.
 
30Onlar: "Öyle, Rabbin buyurdu. Şüphesiz hikmet sahibi O, herşeyi bilen O." dediler.
 
31İbrahim: "O halde asıl göreviniz nedir ey elçiler?" dedi.
 
32Dediler: "Biz suçlu bir kavme gönderildik;
 
33Üzerlerine çamurdan taşlar salmak için,
 
34her biri) sınırı aşmış olanlar için Rabbinin nezdinde damgalanmışlardır."
 
35Nihayet orada bulunan müminleri çıkardık,
 
36Fakat Biz orada bir evden başka müslüman da bulamadık.
 
37Ve orada acı bir azaptan korkacak için bir ibret bıraktık.
 
38Bir de Musa'da (ibret verici deliller vardır) ki, onu açık bir delille Firavun'a gönderdik de,
 
39o bütün kuvvetiyle tersine gitti: "Bu bir sihirbaz veya delidir!" dedi.
 
40Bunun üzerine Biz de tuttuk kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik o alçak namertlik ederken.
 
41Bir de Ad'da (ibret verici deliller vardır) ki, üzerlerine köklerini kesen rüzgarı göndermiştik.
 
42(O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
 
43Bir de Semud'da (ibret verici deliller vardır) ki, onlara: "Bir süreye kadar istifade edin." denilmişti de,
 
44Rablerinin emrinden azgınlık ettiler (dışarı çıktılar), bu yüzden bakınıp dururlarken yıldırım kendilerini yakalayıverdi.
 
45O vakit bir kalkınmaya da güç yetiremediler bir yardım da görmediler.
 
46Daha önce de Nüh kavmini (helak ettik). çünkü onlar hep yoldan çıkmış birer topluluk idiler.
 
47Bir de göğe bakın Biz onu kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki Biz onu genişletmeye de malikiz.
 
48Yeryüzünü döşedik; bakınız Biz ne güzel döşeriz.
 
49Hem herşeyden iki çift yarattık ki, düşünesiniz.
 
50"O halde hemen Allah'a kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
 
51Allah'la beraber başka bir tanrı uydurmayın; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
 
52Böyle, onlardan öncekiler bir peygamber gelince muhakkak: "Ya sihirbaz, ya delidir" dediler.
 
53Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler! Hayır, onlar azgın kavimler.
 
54Onun için onlardan yüz çevir, artık sen kınanacak değilsin!
 
55Bununla beraber öğüt vermeye devam et; çünkü öğüt müminlere fayda verir.
 
56Ben cinleri ve insanlan ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.
 
57Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yemek yedirmelerini de istemiyorum.
 
58Şüphesiz Allah, rızık veren, sarsılmaz kuvvet sahibi O'dur.
 
59Onun için muhakkak o zulmedenlere arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele istemesinler!
 
60Artık o tehdit edildikleri günlerin azabından vay o küfredenlere!
 
 
ReadTheQuran.org