Çeviriler Sureler
TÜRKÇE, E.HAMDi YAZIR

41 - Fussilet

Bismillahirrahmanirrahim

 
1Ha, Mim.
 
2O Rahman (bağışlaması, bütün varlıkları kapsayan) ve Rahim (çok merhametli Allah) tarafından indirilmiştir.
 
3Öz Arapça bir Kur'an olmak üzere, bitecek bir topluluk için ayetleri ayırt edilmiş, açıklanmış bir kitap.
 
4Hem müjdeci olarak, hem gocundurucu; onun için çokları onlara basını çevirmiştir de işitmezler
 
5ve şöyle demektedirler: "Kalplerimiz, senin bizi çağırdığın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninte aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!".
 
6De ki: "Ben, sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyolunuyor. Onun için hep O'na yönelin ve O'nun bağışlamasını isteyin; vay haline o ortak koşanların
 
7ki, zekatı vermezler ve onlar ahireti de inkar ediyorlar.
 
8Şüphesiz, iman edip iyi iyi işler yapanlar için minnetsiz bir mükafat vardır.
 
9De ki: "Siz gerçekten yeri iki günde yaratanı inkar edip duracak mısınız? Birde O'na eşler mi koşuyorsunuz? O, bütün alemlerin Rabbidir.
 
10Hem ona üstünden ağır baskılar (dağlar) yaptı, onda bereketler meydana getirdi ve onda azıklarını dört gün içinde araştıranlar için bir düzeyde takdir buyurdu.
 
11Sonra göğe doğruldu da o bir duman iken ona ve yere: "İkiniz de ister istemez gelin!" dedi. İkisi de: "isteye isteye geldik." dediler.
 
12Böylece onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte (bulunan meleklere) işlerine ait emrini vahyetti. Dünya gökyüzünü kandillerle donattık ve koruduk, işte bu, hep o çok güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
 
13Bunun üzerine yine başlarım çevirirlerse, o zaman de ki: "Size Ad ve Semud'u (çarpan) yıldırım gibi bir yıldırım haber veriyorum.
 
14Onlara:" Allah'tan başkasına tapmayın!" diye önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman "Rabbimiz dileseydi. melekler gönderildi. Onun için biz sizin gönderildiğiniz şeylere inanmayız!" dediler.
 
15Sonra Ad (kavmi) yeryüzünde haksız yere kibirlenmek istediler ve: "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler. Ya kendilerini yaratmış olan Allah'ın onlardan daha kuvvetli olduğunu bir düşünmediler de mi? Fakat ayetlerimizi inkar ediyorlardı.
 
16Biz de kendilerine dünya hayatında zillet azabını tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine sarsar rüzgarı (dondurucu veya çok gürültülü bir kasırga) gönderdik. Elbette ki, ahiret azabı daha zahmetlidir; hem de onlar kurtarılamayacaklardır.
 
17Semud'a gelince, Biz onlara yolu gösterdik de onlar, hidayete karşı körlüğü sevmek istediler, derken yaptıktan yüzünden kendilerini o hor azap yıldırımı alıverdi.
 
18İman edip de korunanları ise kurtardık.
 
19Allah düşmanlarının toplanıp ateşe sevkolunacakları gün ise artık onlar, baştan sona hep tutuklanırlar.
 
20Hatta ona vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri neler yaptıkları konusunda aleyhlerine şahitlik ederler.
 
21Derilerine: "Niçin aleyhimizde şahitlik ettiniz?" derler. "Bizi herşeyi söyleten Allah söyletti. Sizi de ilk defa O yarattı, yine O'na götürülüyorsunuz." derler.
 
22İlkin kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik edeceğinden sakınmazdınız, fakat Allah 'in yaptıklarınızdan birçoğunu bilmeyeceğim zannetmiştiniz.
 
23İşte Rabbinize beslediğiniz o zannınız, sizi helaka sürükledi de hüsrana düşenlerden oldunuz.
 
24Artık sabredebilirlerse ateş kendilerine bir ikametgahtır. Yok eğer hoşnutluğa dönmek isterlerse, hoşnut edileceklerden değildirler.
 
25Hem onlara bir takım yanaşıklar sardırmışızdır da (tebelleş ettirmişizdir de) onlar, kendilerine önlerindekini ve arkalarındakini süsleyivermişlerdir. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde onların aleyhine de (azap) söz(ü) hak olmuştur; çünkü hep kendilerine yazık etmişlerdir.
 
26Bir de küfredenler: "Şu Kur'an'ı dinlemeyin ve ona (okunurken) yaygara yapın, belki bastırırsınız," dediler.
 
27işte Biz de onun için o küfredenlere şiddetli bir azap tattıracağız ve kendilerine yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.
 
28"Allah düşmanlarının cezası, işte odur: Ateş! Ayetlerimizi inkar etmelerinin cezası olarak, ondadır ancak onların ebedilik evi!
 
29Ve o küfredenler muhakkak diyecekler ki: "Ey Rabbimiz göster bize, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranların ikisini de onları ayaklarımızın altına alalım, en aşağılıklardan olsunlar!"
 
30Haberiniz olsun ki "Rabbimiz Allah'tır." deyip de sonra doğru gidenler yok mu, onların üzerine melekler şöyle iner: " Korkmayın, üzülmeyin, va'dolunup durduğunuz cennet ile neşelenin !
 
31Bizler sizin hem dünya hayatında, hem de ahirette dostlarınızız, size orada canınızın çektiği vardır ve size orada ne isteseniz vardır.
 
32Bağışlamasına ve merhametine nihayet olmayan Allah 'tan konukluk olarak!
 
33"Ben şüphesiz müslümanlardanım." deyip dürrüstlükle çalışarak Allah'a davet eden kimseden daha güzel sözlü de kim olabilir?
 
34Hem hasene (güzellik, iyilik) de bir değildir kötülük de. Kötülüğü, en güzel olan hasene ile önle. O zaman bakarsın ki, seninle arasında bir düşmanlık bulunan kimse yakılgan(şefkatli) bir hısım gibi olmuş!
 
35O rütbeye ise ancak sabredenler kavuşturulur ve o rütbeye ancak (fazilette) büyük pay sahibi olan kavuşturulur.
 
36Şayet seni şeytandan (gelen) bir dürtüş dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın, O'dur ancak işiten. bilen!
 
37Gece ile gündüz ve güneş ile ay, O'nun (kudretinin) delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyi de onları yaratan Allah'a secde edin, gerçekten O'na ibadet edecekseniz!
 
38Buna karşı kibirlenmek isterlerse, haberleri olsun ki, Rabbinin huzurundakiler gece-gündüz O'nu teşbih ederler hem onlar usanmazlar.
 
39Senin yeryüzünü (kuraklıktan) boynu bükük huşu halinde görmen de O'nun ayetlerindendir; Biz ona suyu indiriverdiğimizde hareketlenir ve kabarır. Şüphe yok ki, ona o hayatı veren elbette ölüleri dirilticidir. Doğrusu O, herşeye gücü yetendir.
 
40Ayetlerimizde ilhada sapan sapkınlar (ayetlerimize yalan diyenler) elbette Bize gizli kalmazlar. O halde ateşe atılan mı hayırlıdır, yoksa kıyamet gününde güven içinde gelecek olan mı? Düşünün de istediğinizi yapın, çünkü o her ne yaparsanız görür.
 
41Onlar, O Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkar edenlerdir. Halbuki o, benzeri bulunmaz bir kitaptır.
 
42Ona ne önünden, ne ardından batıl yaklaşamaz. O, bütün kaniatın övdüğü bir hikmet sahibi tarafından peyderpey indirilmiştir.
 
43Sana senden önceki peygamberlere denilenden başkası denilmiyor ve şüphe yok ki, Rabbin hem bir bağışlama sahibidir, hem de elem verici bir azap.
 
44Ve eğer Biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık diyeceklerdi ki: "Ayetleri genişçe açıklansaydı ya! Arab'a yabancı dil (öyle) mi?" De ki: "O iman edenler için bir rehber ve şifadır, iman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlak vardır ve o, onlara karşı körlüktür. Onlara uzak bir yerden haykırılır.
 
45Andolsun ki. Musa' ya o kitabı verdik de onda ihtilaf edildi. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı aralarında iş bitirilirdi. Kesinlikle onlar, onun hakkında kuşkulu bir şüphe içindedirler.
 
46İyi iş yapan kendi yarama, kötü yapan da kendi zararına yapmıştır. Yoksa Rabbin, kullara zulmeden değildir.
 
47Kıyametin saatini bilmek O'na havale edilir. O'nun bilgisi olmaksızın ne meyvelerden biri tomurcuklarından çıkar, ne bir dişi gebe kalır ne de doğurur. (Allah): "Ortaklarım neredeymiş?" diye onlara haykıracağı gün, (onlar) : "Bizden hiçbir şahit olmadığım huzurunuza arz ederiz." diyeceklerdir.
 
48Önceden tapıp durdukları şeyler onlardan kaybolup gitmişler ve onlar kendileri için kaçacak bir yer kalmadığım anlamışlardır.
 
49İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir kötülük dokunuverirse hemen ümidi keser, ümitsizliğe düşer.
 
50Şayet kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona tarafımızdan bir rahmet tattırırsak mutlaka der ki: "Bu benim hakkımdır. Kıyametin başıma dikileceğini (kopacağını) de sanmıyorum. Faraza Rabbime döndürülecek olursam mutlaka benim için O'nun yanında daha güzeli vardır." Fakat o zaman Biz o inkar edenlere ne yaptıklarım haber vereceğiz ve onlara mutlaka yoğun bir azap tattıracağız.
 
51Evet, insana bir nimet verdiğimiz zaman yan büker, basının tutuğuna gider, bildiği gibi hareket eder. Kendisine bir kötülük de dokunuverdi mi artık enine boyuna duaya dalar.
 
52De ki: "Söyleyin bakalım! Eğer o Kur'an Allah tarafından (gelmiş olup) da sonra siz onu inkar etmişseniz o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olabilir?"
 
53İleride Biz onlara hem ufuklarda (kendilerinin bulunduğu Harem sınırları dışında), hem kendi nefislerinde delillerimizi öyle göstereceğiz ki, sonunda onun gerçek olduğu kendilerine açıkça belli olacak. Rabbinin herşeye şahit olması kafi değil mi?
 
54Uyan! Onlar Rablerinin karşısına çıkacaklarından şüphe içindedirler; uyan ki, O herşeyi kuşatmıştır.
 
 
ReadTheQuran.org